Sabah uyandım. Yeni güne başlamak için uyandım. Ellerimin ellerini tutması için uyandım. Saatin kaç olduğuna aldırış etmeden attım kendimi Ankara’nın taş yollarına. Atış o atış geri alamadım kendimi. Yorgunluğum bedenimi saran bir büyüydü. Yaşım genç, düşlerim yaş, dertlerim derindi. Hayatın en ağır dramını kaldıramayacak kadar narin bağlarım vardı. Yokluğumun etrafında pervane olup deli divane dolaşacak sevgilerim. Hayatım bir çocuğun elindeydi, çocuk ellerini kaybetti. Cansız bedenlerimizi yakan neydi? Geri de bıraktığımız feryat yığınının yangınıydı. Zaman geçti, su aktı, binalar yapıldı, ağaçlar büyüdü, bahar geldi, yaz geldi, sonbahar geçti, kış geldi, şimdi bahar tekrar gelmeye hazırlanıyor. Kışta takılı kalan yüreği pare pare olan canlar, marta düşman sevgililer, Ankara’yı cellat bilen bir kadın. Ateşin içinde kalmış yürekler. Dünya böyle bir yer. Hayatının can alıcı noktasını kaybedersin, ama akıp giden düzenden kendini alamazsın. Acımasız, adaletsiz bir dünyadan ne kadar çok beklentin varsa o kadar çok yanarsın. Zamanını iyi kullanamadığı için mi yanmalı insan yoksa vakti varken doğru şeyi yaşayamadığı için mi? Her şey boş. Gün gelir tam yapılacak işlerinin, telaşının, heyecanının, mutluluğunun ortasından seni çekip alırlar. Kim devam ettirecek yarım bıraktığım işi? Nefes nefese kaldım. Gök üzerime çöktü. Duman altında kaldım, nefesim kesildi. Sahi nereye uçar turnalar? Gülümseyebilir miyim düşlerinde yine? Ben yıkıldım altında göğün yandım küçük bir pervane gibi. Yüreğimde bir sürü sevgiyle, aklımda bir sürü iş ile, hayalimde bir sürü gelecekle. Kim götürdü bakışımdan ışığı, kim aldı gözlerimden onu. Ölenlerin adını unutma, türkülerin, meydanların. Ah bırakmasın onlar sizi. Yarım kalan düşleri toplayın . Silin yerden düş izlerini. Kimse düş kuramayacak bundan sonra. Peki sen yüreği kuş olup uçmaya yeltenen can, ne de çabuk yıktın kendini sarıldın yalanlara boşluğa, hey bak işçi tulumu giymiş umut. Her şeyin kötüsüne kalmıştık zaten. Dünyanın kötüsüne, insanın kötüsüne. Bir tek sevgi tertemizdi. O da bizimle geldi. İsterse uçsun turnalar, isterse gitsin gökyüzü alıp kanatlarına bulutlarını rüzgarın. Yıllar gelir geçer çabucak. 1 yıl, 2 yıl, 3 yıl …. Ben yine aynı yerdeyim. Düşlerimin bittiği yerden filizlenip yetişecek kadar mert biriyim. Ben yine aynı yerdeyim. Yarım kaldığım, yarım bırakıldığım,bir fidanken eğildiğim, güvensiz kaldığım, güvenparktayım. .
BÜŞRA GÜLEN